Galatasaray’da neler oluyor?

ulucneleroluyor1.jpg

Hıncal Uluç başta, medyadan birçok ismin son günlerdeki popüler söylemi şu: “Galatasaray’da neler oluyor? Florya’dan haber akışı zayıf. Muhabirlik ölmüş”

Florya’da neler olduğunu da, bunların gazetelere neden yansımadığını da gayet iyi biliyorlar da, maksat yeni jenerasyon gazetecilere bok atmak işte… Takımdan cemaatçiler, kulüpten lise faşizmi, basından da bunlarla ilgili haberlerin sayfalara girmesini engelleyen üst düzey yöneticiler siktirolup gitmedikçe ne Galatasaray’dan cacık olur ne de bu işlere normal mesafedeki futbolsever Florya’da neler olduğunu öğrenebilir!

Uluç’u duyan sanıyor ki, gazetecilerin haberi yok Florya’da nelerin olduğundan… Dar bir çevre var, Galatasaray muhabirleri, medyaya ya da kulübe yakın işadamları ve bunlarla arkadaş/ahbap olan aşırı meraklı taraftarlar. Bu insanlar her şeyi biliyor. Peki olanlar neden sütunlara yansımıyor? Muhabir haberi gazeteye veriyor, bundan sonra iki seçenek var. Ya spor müdürü tırsak çıkıyor, “Aman bu haberi koymayalım, kulüp bize ambargo uygular, idmana almaz, zaten çektiğimiz 3-5 dandik fotoğraftan da oluruz, bir de her sene aynı şeylerin söylendiği röportajları rakip gazeteye verirler” diye düşünüyor. Ya da müdür bir heyecanla manşet yapıyor haberi. Sonra yukardan ‘imza yetkisi’ olan birileri arıyor spor servisini. “Ne yapıyorsunuz lan siz? Cemaati mi salacaksınız üstümüze? Hariciyeyi elinde tutan okulu karşımıza mı alalım?” türü baskılarla haberi kaldırtıyor.

Bu işlerle biraz ilgisi olan herkes aşağıdaki olayların iç yüzünü biliyordu ama hiçbirinin perde arkası gazetelerde doğru dürüst işlenemedi. İşlenmedi değil, işlenemedi!

* Egosu değil vücuduna ülkeye bile sığmayan Terim, göreve ikinci gelişinde, cip olayından dolayı kavgalı olduğu ve günahı kadar sevmediği Hakan Şükür’ü neden/kimin baskısıyla tekrar Galatasaray’a almak zorunda kaldı? İtalya’da kulüp başkanına posta koymuş Terim’e boyun eğdiren faktör neydi?

* Özhan Canaydın‘la Adnan Polat arasında yıllar önce Kıbrıs’ta neler olmuştu? Peki Adnan Öztürk‘le Özhan Canaydın arasında neler yaşandı? Neden yaşandı?

* Adnan Polat’ın Liverpool deplasmanındaki limuzin macerasını fısıltı gazetesi yoluyla yayan kimdi? Bunu neden yaptı?

* Galatasaray’da başkan nasıl belirleniyor? Gerçekten seçim mi yapılıyor? Yoksa Galatasaray’a başkan olmak iki kişinin dudağının arasında mı? “Galatasaray’da görev alınmaz, verilir” nasıl bir mantıktır? Bunu bir de yüzsüzce örnek bir söylem gibi göstermek nasıl bir midesizliktir? Galatasaray’ın üye alımındaki sağlıksızlık nereden kaynaklanmaktadır? Bu, neden seçim dönemleri cılız sesler haricinde medyada dile getirilmez?

* Atatürk, Anadolu Liseleri projesini neden başlatmıştır? Hangi okulun, Dışişleri başta olmak üzere ülke üzerindeki etkinlik tekelini kırmak istemiştir? Güneş’i neden kurdurmuştur?

* Galatasaray’ın güya ‘mütedeyyin’ futbolcuları malum cemaatle ne derece ilişki içindedir? Alt yapıdan çıkan genç oyunculara cemaate katılma yolunda ‘mahalle baskısı’ uygulanmakta mıdır? Cemaate katılan futbolcular A takıma girme yolunda avantaj kazanmakta mıdır?

Bu sorulara uzun uzun düşünsem onlarcası eklenebilir. Bir çırpıda aklıma gelenler bunlar. Muhabirlik falan ölmedi, hatta değil muhabirler biraz ilgili her gazeteci bunları biliyor. ‘Ah nerede o eski bayramlar’ tadında eski gazeteleri, gazeteciliği övenler de bunların bilindiğini biliyor. Çok şükür, biz de onların yaptıkları gazeteleri biliyoruz. Başlıkta bile yapılan tashihleri, neredeyse her cümledeki anlatım bozukluklarını, palavralarını… Ama Allah var; kulis kumpasta, birilerinin altını oymada, demagoji yapmada genç gazeteciler ‘henüz’ onların seviyesinde değil. O da olur bir gün…

1 Yorum

Filed under futbol, Medya

1 responses to “Galatasaray’da neler oluyor?

  1. Egosu değil vücuduna ülkeye bile sığmayan Terim, göreve ikinci gelişinde, cip olayından dolayı kavgalı olduğu ve günahı kadar sevmediği Hakan Şükür’ü neden/kimin baskısıyla tekrar Galatasaray’a almak zorunda kaldı? İtalya’da kulüp başkanına posta koymuş Terim’e boyun eğdiren faktör neydi?

    Burasini pek anlamadim ben. Günahi kadar sevmedigi Hakan Sükür’ü yillarca oynatan Terim. Galatasaray’a almasini bos gectim 37 yasinda eger kadroya girmedigi takdirde kahraman dahi olacagi asikar olan adami neden sürekli milli formayi teslim ediyor ? Günahi kadar sevmedigi bir adami genc milli takimdan beri her yere neden aliyor Terim ?

    Diger ayrintilar konusunda da cevaplansa dahi pek bir degisim olmayacaktir, onca basarinin geldigi sezon ic cekismeler yasanmadi midir ? Terim’in kibri, Sükürün dinciligi konu disi mi kalmistir ? Dört tane insani yan yana getirdiginiz vakit siyaset ve benzer konular sürekli gündeme gelecektir, bana göre takimi yipratan cok skik bir durummus gibi sürekli bunlari gündeme getirip klup ici sorun yasatmaktir. Ülkenin ortalamasi ne ki Galatasarayda oynayan oyuncularin ortalamasi o olsun.. Baudrillard, Joyce filan okumasini beklemiyorum ben futbolcularin ya da boyle bir beklenti varsa bunun olusumu icin gerekli cabayi klup ici adamciklarin neler neler konustuguna mercek tutmakzan gecmiyor, bu sadece takima zarar verir.. gelin bakin Bayer Munihe ben size anlatayim Kahn’in kiralligini.. Zidane madridi iki kelimeyle tanimliyor.. “raul’iun klubu”. nedir yani bunlar ? geyik..

    Su sene cikan haberlere bakalim.. Lan yeter .. bitmiyor. Ne karisik bir klup mus. Hocasi oyuncusu ile, adnan polat secim, baskan, o oldu da bu olmadi da diye giden dedikodu yuvasi. Simdi okuyorum daha bu dedikodularin yeterli olmadigindan bahsediliyor..

    Sonuc: Son derece basarisiz bir Galatasaray tahlili ve icerigi. yirmi sekiz bin dört yüz tane daha vardir benzerleri..

Yorum bırakın